Akut Akciğer Ödemi

Akciğer ödemi

Genellikle altında yatan başka bir sebepten dolayı alveollerdeki sıvı seviyesinin arttığı ve acil tedavi gerektiren bir durumdur. Pulmoner kapiller basıncın artmasıyla akciğer ödemi oluşmaya başlar. Büyük oranda altta yatan nedenler kardiyolojik (Sol kalp yetmezliği, akut miyokard enfarktüsü, Hipertansiyon, kardiyomiyopati v.b.) nedenlerdir. Fakat non-kardiyolojik nedenlerle (böbrek yetmezliği) de akciğer ödemi büyüyebilir. Akciğer ödeminde, intertisiyel ödem dönemi, alveoler ödem dönemi ve konjesyon dönemi olmak üzere 3 dönem mevcuttur. Konjesyon döneminde hastalar genellikle bulgu vermez iken hastalarda efor dispnesi gibi şikayetler görülebilmektedir. İntertisiyel ödem döneminde hastalar bulgu vermeye başlarlar.

İntertisiyel ödem döneminde en sık karşılaşılan bulgular;

  • Huzursuzluk
  • Taşipne
  • Akciğer oskültasyonunda ince raller
  • Ortopne

Son dönem olan alveoler ödem döneminde belirti be bulgular şiddetlenmiştir.

  • Hasta aşırı huzursuz ve terlidir
  • Şiddetli solunum sıkıntı
  • Akciğerlerde ince raller
  • Öksürük
  • Pembe köpüklü balgam
  • Taşipne
  • Taşikardi
  • Juguler venöz dolgunluk
  • Hiperkapni
  • Asidoz

Akciğer ödeminde, azalan gaz değişimi nedeniyle ciddi bir hipoksi tabloları görülmektedir. Akciğer ödemi tesbit edilir edilmez tedaviye başlanmalıdır. Tedavide asıl amaç hipoksi tablosunu düzeltmek, kalbe venöz dönüşü azaltmak, kardiyak fonksiyonları düzeltmek ve fizyolojik durumu düzeltmektir.

Akciğer ödeminde tedavi basamakları

  • ABCDE yaklaşımı ile hasta değerlendirilmelidir.
  • Yaşamsal fonksiyonlar desteklenmelidir.
  • SpO<94 olacak şekilde oksijen desteğine başlanmalıdır. SpO‘nin yükseltilemediği durumlarda Endotrakeal entübasyon ve mekanik ventilatör desteği gerekebilir. (PaO2<70 mmHg)
  • Hastanın kardiyak, SpO2 ve KB monitörizasyonu yapılmalıdır.
  • Çift IV erişim sağlanmalıdır. Sıvı yüklemesinden kaçınılmalıdır.
  • Kalbe venöz dönüşü azaltmak amacı ile hasta oturtulur ve ayakları aşağıya sallanır.
  • Vazodilatörler kullanılmalıdır.Amaç, arteryel vazodilatasyon ile periferik rezistansı düşürerek “önyükü”

azaltırken kalp debisini arttırmaktır; Bu amaçla Nitrat: 0.4 mg 3-5 dakikada bir maksimum 3 defa sublingual sprey formunda verilebilir. 5 mg lık tablet formları da kullanılabilir.

  • Foley katater takılmalıdır. Furosemid 40-80 mg IV olarak verilebilir. Hipertansiyon hastalarında 100 mg’ açıkılabilir.
  • Hastanın stresini ve huzursuz halini düzeltmek için ve vazodilatosyon etkisinden faydalanmak için Morfin 5-10 mg IM olarak verilebir. (rutin uygulama önerilmiyor, bazı çalışmalarda yoğun bakım ihtiyacını arttırdığı gösterilmiştir.)
  • Solumum sürekli değerlendirilmelidir.
  • Non invazif ventilasyon CPAP uygulaması düşünülebilir.

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Scroll to Top