Amfizem
Endobronsiyal valf tekniği
Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı (KOAH), akciğerin zararı dokunabilecek
gaz ve partiküllere karşı anormal iltihabi cevabı neticesi meydana çıkan
tıkayıcı ve ilerleyici tek akciğer hastalığıdır.
KOAHta havayolların da oluşan değişikler geri dönüşümsüzdür ve daimi
ilerleyici mizaç gösterir.
Tüm dünyada ciddi tek ölüm sebebi olan bu hastalık sebebinden her sene
tahminen 2,5 milyon şahıs hayatını yitirmektedir.
KOAH bu gün bütün dünya çapında ölüm sebepleri arasında 6.
sırada bulunmaktadır ve 2020 seneninde 3.
sıraya yerleşeceği öngörülmektedir.
Ülkemizde elimizde net sayısal bilgiler olmamakla beraber tahminen 2,5-3
milyon KOAH hastası bulunduğu ön görü edilmektedir.
KOAH için riziko etkenleri kalıtsal ve etrafsal olmak suretiyle 2 takımda ele
alınabilir.
Gelişmiş milletlerde, KOAH gelişiminden mesul en devasa riziko etkeni
nikotin iken gelişmekte olan milletlerde sigaranın yanında etrafsal ve
mesleksel zararı dokunabilecek gaz ve partiküllere veyahut hava kirliliğine
maruz kalma da ciddi anlamda KOAH gelişiminden mesul tutulmaktadır.
Aktif nikotin tüketimi KOAH için malum en ehemmiyetli riziko faktörüdür.
Sigara içenlerde KOAH ilerleme rizikosu içmeyenlere göre 10-25 kat henüz
çoktur.
Bugün nikotin içenlerin tahminen % 15-20 kadarında KOAH geliştiği
bilinmektedir.
Mesleksel maruziyet de KOAH için ehemmiyetli tek riziko faktörüdür.
Havalandırması kötü, savunma önlemlerinin uygulanmadığı dumanlı ve
tozlu işyerlerinde çalışanlar KOAH gelişmeyi için henüz yüksek riziko
taşımaktadırlar.
KOAH için Riziko Faktörleri
Çevresel Etkenler Şahsa Bağlı Faktörler
Sigara kullanımı Kalıtsal etkenler (antitripsin enzim eksikliği gibi)
Mesleksel toz ve kimyevi maruziyeti Havayolu aşırı duyarlılığı
Hava kirliliği Akciğer gelişimini etkileyen etkenler (düşük doğum ağırlığı vb.)
Enfeksiyonlar
Sosyo-ekonomik faktörler
Nefes darlığı, ivedi yorulma, soluk alıp verirken ıslık sesi duyulması,
öksürük ve kilo kayıbı gibi belirtilerle meydana çıkan KOAH, hastaların
hayat kalitelerini epey düşürmektedir.
KOAH’lı hastaların devasa tek bölümünde amfizem gelişmektedir.
Hasta soluk aldığında hava boşluklarına dolan havanın bütün yeniden aut
atılamaz ve içeride hapsolur.
Her seferinde tek oran havanın atılamaması sebebi ile akciğerler şişer ve
en ehemmiyetli solunum adalesi olan diyafragma aşağı doğru itildiğinden
fonksiyonu azalır.
Hava ile dolmuş olan hava kesecikleri (alveoller) soluk verildiğinde tam
anlamıyla boşalamaz ve akciğere giren taze hava miktarı azalır.
Bu nedenle hasta hava açlığı çeker.
Nefes aldığını fakat aldığı havanın kendine yetmediğini ifade eder.
Dolayısı ile şahıs hafif tek iş yapsa dahi soluk darlığı çeker.
Solunum egzersizleri, ağızdan ya da soluk yoluyla alınan soluk açıcılar ve
kortizon başka rehabilitasyon seçenekleridir.
Hastalığın ağırlık vaziyetine göre bu ilaçlar gerektiğinde başka bir deyişle
hasta mesela güç yapar iken soluk darlığı hissetiğinde kullanmak mümkün
veyahut doktorun önerdiği şeklinde daimi ve derli toplu tek rehabilitasyon
şeması uygulanabilir.
Amfizemin defa ağır derecede olması halinde sürekli oksijen
rehabilitasyonu gerekebilmektedir.
İleri süreğen obstrüktif akciğer hastalığı (KOAH-Amfizem) olgularında en
uygun ilaç tedavisine karşın eforla oluşan soluk darlığı sürmeye devam
etmektedir.
Akciğerler defa çok şişmiş ve hastanın günlük hareketini ciddi oranda
kısıtlıyorsa başka bir deyişle şahıs birkaç basamak bile çıkamaz duruma
gelmişse hacim küçültmek emeli ile ameliyatla akciğerin tek kısmı
çıkarılabilir.
Seçilmiş hastalardaki neticeler, akciğer hacmini azaltma cerrahisinin
egzersiz kapasitesini ve hayat niteliğini artırdığını göstermiştir.
Son tercih ise akciğer naklidir.
Ancak bu her iki ameliyatın da defa zor ve rizikolu girişimler oldukları
akıldan çıkarılmamalıdır.
Bu cerrahi yöntemlerin yüksek riskleri hasebiyle henüz güvenilir
alternatiflere gereksinim duyulması üstüne bronkoskopik hacim azaltma
yöntemleri geliştirilmiştir.
‘Endobronşiyal Valf Yöntemi’, havanın nefes verme sırasında amaçlanan
akciğer kısmından çıkmasına imkan tanıyarak sönmesini basitleştiren tek
istikametli kapakçık sisteminden oluşmaktadır.
Bu teknikte, bronş içerisine yerleştirilen valfler bu alanların sönmesini
sağlayarak çok havalanmayı azalttmaktadır ve cerrahiye lüzum kalmadan
bulguları hafifletmektedir.
Bu formül vasıtası ile amfizemli hastaların güç kapasiteleri ve hayat
kaliteleri artar ve soluk darlıkları azalmaktadır.
Endobronşiyal Valf Tekniği, bronkoskopi ile yapılmaktadır.
Bronkoskopi prosedürü için genel anestezi gerekmemektedir.
İşlem evvel hafif uyku getirecek tek ilaç verilerek, işlemin hasta
doğrulusunda hissedilmesi önlenir.
Valf, havayoluna yerleştirildikten derhal ardından çalışmaya başlar.
Nefesle alınan hava, valf yerleştirilen kısıma giremez ve içeride kalmış olan
hava aut çıkabilir.
İçerdeki hava bittiğinde akciğerin o ili tek balon gibi söner ve genişlemiş
olan akciğerin hacmi azalır.
İşlemin ciddi tek yan tesiri yoktur.
Takılan valfler fayda sağlamazsa veyahut yan tesir (zatürre vb.) görülürse
gerektiğinde valfler yeniden çıkartılabilmektedir.